15 Mart 2007 Perşembe

YARAMAZ KEDİ PATİ




Yağmurlu bir kış günüydü hava o kadar soğuktu ki herkes evine gitmek için acele ediyordu. Sokakta insanlar koşuşturuyor arabalar trafikte ilerlemeye çalışıyordu. Melti saatler sonunda evine ulaşmıştı ve apartmana girmek için acele ediyordu. Tam o sırada kulağına bir miyavlama sesi geldi. Sesin geldiği yöne gitti minnacık bir kedi çalıların arasına saklanmış, sırılsıklam bir halde ağlıyordu. Dayanamadı kediciği kucağına aldı ve eve getirdi. Hemen bir havluyla minik kediyi kuruttu ve biraz süt verdi. Kedicik ısındıktan ve karnı doyduktan sonra mırıldanmaya başladı ve minderlerin üzerinde uyuya kaldı. Çok sevimli bir kediydi sapsarı tüyleri vardı dört patisi de bembeyazdı sanki patilerini biri özellikle beyaza boyamış gibiydi. Ayakkabı giymiş bir kediye benziyordu çok komik görünüyordu. Melti kedinin ismini pati koydu.
Pati artık çok mutlu bir kediydi. Sıcacık evinde sürekli oyunlar oynuyordu. Çok hareketliydi sürekli bir o tarafa bir bu tarafa koşturup duruyordu. O kadar çok yemek yiyordu ki göbeği kocaman olmuştu.

Gündüzleri evde tek başınaydı bütün gün Melti’nin işten gelmesini bekliyor hemen kucağına atlıyor ve oyunlar oynamaya başlıyordu. Pati kadar çok mırıldanıyordu ki duyanlar içinde motor var sanıyorlardı. En sevdiği şeylerden biri kaloriferin yanında uyumaktı. Bir gün Melti ona yünden bir yastık ördü içini pamukla doldurdu. Yastığı kaloriferin yanına koydu. Pati hemen yastığın üstüne çıktı o kadar mutlu olmuştu ki üstünde yuvarlanıp duruyordu.

Zaman geçtikçe Pati hızla büyüdü yaramazlığı da aynı oranda arttı. Bir süre sonra garip bir şey oldu. Melti eve geldiğinde eskisi gibi Pati onu kapıda karşılamıyordu üstelik çağırdığı zamanda saklandığı yerden çıkmıyor gizli gizli Meltiyi izliyordu; aradan zaman geçince kafasını saklandığı yerden çıkartıp şöyle bir etrafına bakınıyordu. Sanki bir şeylerden korkuyor gibiydi. Etrafın sakin olduğunu görünce koşturmaya başlıyordu gene. Oynamaktan yorulunca da gidip çok sevdiği minderinde uyuyordu. Her gün böyleydi. Evde yalnız kaldığı zamanlarda sürekli saklanıyordu. Melti bu duruma hem çok üzülüyor hem de merak ediyordu. Bir gün işe gitmedi gizlice olanları seyredecekti. Sabah her zamanki gibi erkenden kalktı işe gider gibi dışarı çıktı. İçeriyi gizlice seyredebilmek için sokak kapısını tam kapatmadı ve beklemeye başladı.
Olağanüstü hiçbir şey olmuyordu. Pati yemeğini yemiş ve evin içinde dolaşıyordu. Sonra birden bire eşyalar canlanmaya ve konuşmaya başladılar. Hepsi birden ‘yaramaz pati seni istemiyoruz git bu evden ‘ diyorlardı. Pati gene korkmuştu kaçmaya çalışırken koltuk pati2nin yolunu kesti ve üstüne doğru yürümeye başladı. Pati panik içinde koltuktan kaçmaya çalıştı. Bu seferde çiçekler önüne çıktılar dallarıyla küçük kediyi sarıp kuyruğunu çektiler. Pati’nin biraz canı acımıştı zorla çiçeklerin elinden kurtuldu tam masanın altına saklanacakken halı havaya doğru kalkıp Pati’yi düşürdü. Zavallı Patiçik korku içinde miyavlıyordu. Melti gördüklerine inanamıyordu hemen içeri girdi neler oluyor burada diye bağırdı. Ne istiyorsunuz bu minik kediden?

Eşyalar hep bir ağızdan bağrışmaya başladılar. ‘Pati çok yaramaz sürekli bize zarar veriyor o bizim arkadaşımız değil’ dediler.
Melti olanları teker teker anlatmalarını istedi. Bu arada Pati korkudan Melti’nin kucağına atlamıştı.
İlk önce koltuk konuşmaya başladı. ‘Ben eskiden çok mutluydum. Bu canavar kediyi eve getirdiğinden beri her tarafım delik deşik oldu. Sürekli minderlerimi tırmalıyor, her tarafımdan iplikler çıkmaya başladı. Üstelik canımda çok acıyor. Bir de tüyleri sürekli burnuma kaçıp beni hapşırtıyor.’
Evet koltuk çok haklı dedi çiçek ‘Benimde yapraklarımı koparıyor toprağımı kazıyor. Üstümde doğru dürüst yaprak kalmadı’
Minik biblolar kendilerine bir başkan seçmişlerdi. Hepsi adına o konuştu: ‘Bizi de sürekli yere atıyor her tarafımız kırıldı. Yere atmakla da kalmıyor bizi oradan oraya yuvarlıyor’
Perde de şikayetçiydi. Pati bütün gün perdeye asılıyor, sallanıyor ve onun yırtılmasını sağlıyordu.

Anlaşılan eşyalar Pati’yi evde istemiyorlardı ve bu yüzden onlarda kediciğe kötü davranmaya başlamışlardı. Melti Pati’ye neden bunları yaptığını sordu.
Pati ‘Ben sadece oyun oynuyordum tek başıma canım sıkılıyor ama artık beni istemiyorlar halbuki onlar benim arkadaşımdı’ dedi, Melti Patiye yaptığının aslında iyi bir şey olmadığını eşyalara zarar verdiğini söyledi. Pati bütün eşyalardan özür diledi bir daha yapmayacağına söz verdi. Eşyalar onu affettiler. Artık çok iyi arkadaş olmuşlardı. Melti Pati’ye küçük bir top aldı. Artık gündüzleri o topla oynuyordu. Hatta bazen eşyalar da bu oyuna katılıyorlardı. Koltuk ayağıyla topa vuruyor, Pati peşinden koşuyor halı topu yakalayıp çiçeğe atıyordu. Bütün gün gülüp eğleniyorlardı.Artık Melti eve geldiğinde Pati’yi minderinde mışıl mışıl uyurken buluyordu.

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Melti nin Patisi haklı kanımca.Patinin doğasında var koltukları tırmalamak.çiçeklerin topraklarını eşelemek... Versin Melti Patiyi bana salayım onu doğaya ..Baksın bakalım yapacak daha sonra evde.
Meraklı.

masalcı dedi ki...

Ama pati evde yaşamayı çok seviyor. sanırım melti olmadan da üzülür. Ayrıca pati zeynadan da korkuyor :)