20 Mart 2007 Salı

TİKİ VE BALİNA PONFİK (3.Hikaye)


Çok güzel bir gündü, yaz gelmiş havalar iyice ısınmıştı. Okulun kapanmasına çok az bir zaman vardı. Tiki ve arkadaşları heyecanla tatilin gelmesini bekliyorlardı. Sürekli yaz tatillerini nerede ve nasıl geçireceklerini planlıyorlardı. Birbirlerinden kısa bir süre de olsa ayrı kalmak hepsini üzüyordu ama denizi, kumu ve sabahtan akşama kadar oynayacakları oyunları düşündükçe hepsinin keyfi yerine geliyor zıplayıp duruyorlardı.
Sonunda okulun son günü geldi çattı; zilin çalmasıyla beraber Tiki ve arkadaşları neşe içinde okuldan çıktılar ve üstlerini değiştirmek için evlerine gittiler çünkü sonra gizli yerleri olan ağaç evde buluşacaklardı. Kışın kardan yaptıkları kalenin yerini yaz gelip karlar eriyince ağaçtan ev almıştı. Hep beraber günlerce uğraşıp kocaman bir ağacın tepesine bu evi yapmışlardı. En son Moni geldi nefes nefese. Geç kaldım geç kaldım diye bağırıyordu panik içinde. Koşmaktan yanakları kıpkırmızı olmuştu. Hepsi hep bir ağızdan Moni’nin bu haline güldüler.
“Geç kalmadın bizde yeni geldik zaten” dedi Tiki.
‘Çantandaki de ne?’ diye sordu Tomtom Moniye.
‘Evden yiyecek bir şeyler getirdim çikolatalı kurabiye ve süt’ dedi Moni. Hepsi o kadar açtı ti çok sevinmişlerdi hemen kurabiyeleri yemeye başladılar.
‘Bu yaz mor denize gideceğiz. Çok güzel bir yer. Denizde rengarenk balıklar varmış. Denizi suyu güneş ışığıyla pırıl pırıl parlıyormuş, hem şanslıysan balina bile görebilirmişsin’ dedi Tiki.

‘Nereden biliyorsun bence hiçbir yerde o kadar renkli balık olmaz ayrıca uzun bir süredir kimse balina görmedi yok olduğunu söylüyorlar’ Dedi Turi.

‘Evet doğru. Balinalar burada yok artık buradan çok uzaktaki bir gezegende yaşıyorlarmış’ diye kardeşine katıldı Kuri.

‘hangi gezegende yaşıyorlarmış gidebileceğimiz bir yer mi?’ diye merakla sordu Moni.

Kuri; ‘Hayır sanırım gidemeyeceğimiz kadar uzak bir yerde. Neresi olduğunu da tam hatırlamıyorum. Ama balina olmasa bile mor deniz çok güzel bir yer. Keşke biz de gidebilseydik Tiki gibi’ dedi.

‘ Ne zaman yola çıkacaksınız’ diye sordu Moni Tiki’ye. Tiki yarın sabah erkenden diye yanıtladı.

Konuşurlarken zamanın nasıl geçtiğini fark etmemişlerdi. Neredeyse üç saattir ağaç evdeydiler. Artık gitmemiz gerek dedi Tomtom. Evet dedi Tiki benim de gidip valizimi hazırlamam gerekiyor. Birbirlerini ancak bir ay sonra tekrar görebileceklerdi birbirlerine iyi tatiller dileyip evlerine gittiler.

Tiki bir türlü yanına ne alacağına karar veremiyordu. Giysilerini annesi toplamıştı ama diğer eşyalarını kendisinin hazırlaması gerekiyordu. Birkaç tane en sevdiği kitabı çantasının içine attı. Babasının doğum gününde hediye ettiği uçan arabası olmadan hiçbir yere gitmezdi onu da yanına aldı. Her şeyin tamam olduğuna karar verince bavulunu kapattı. Hemen yatağa girdi bir an önce sabah olsun istiyordu. Heyecandan bir türlü uyuyamıyordu. Işıklı gece lambasını açtı. Lambadan çıkan ışıklarla beraber balıklar duvarda dans etmeye başladı. Yarın gerçek balıkları göreceğini düşünerek uykuya daldı.
Sabah herkesten önce kalkmıştı. Annesini ve babasını uyandırmak için onların yatağına atladı haydi kalkın diye zıplamaya başladı. Tikinin bu haline annesi ve babası çok güldüler. Hemen kahvaltılarını yaptılar, babası eşyaları arabaya yükledi ve yola çıktılar. Tiki merakla çevresine bakıyordu bu güne kadar görmediği yerlerden geçiyorlardı. Tiki saatlerde camdan dışarıyı seyretti. Seyrederken uyuya kalmıştı. Annesinin hadi geldik demesiyle uyanıverdi. Demek mor denize gelmişlerdi. Sonunda her şeyi kendi gözleriyle görebilecekti. Ne yazık ki umduğu gibi olmadı hava kararmak üzereydi ve denize gidebilmesi için sabahı beklemesi gerekiyordu. Tatilleri boyunca küçük bir kulübede kalacaklardı. Sevimli bir yerdi. Sadece iki odası vardı bir de yemek yapmalar için mutfak. Etrafta çok fazla ev yoktu sadece birkaç tane daha kendilerininki gibi kulübeler vardı. Umarım çocuklar vardır burada tek başıma bir tatil çok sıkıcı olacak diye düşündü Tiki. Bir an önce sabah olması için yemeğini yiyip hemen uyudu. Sabah uyandığında annesi kahvaltı hazırlamıştı bir şeyler yedi. Bir an önce denize gitmek istiyordu. Koşarak bahçeye çıktı. Ne yöne gideceğini bilmiyordu ama bu Tiki için sorun değildi. Kulaklarını çırptı ve havalandı yeteri kadar yükseğe çıkınca etrafına baktı. Mor deniz tam önündeydi dümdüz giderse kısa bir süre sonra orada olabilirdi. Yere indiğinde kendisine şaşkınlıkla bakan bir çocuk gördü. Önce ne olduğunu anlamadı ama sonra durumu fark etti. Küçük çocuk onun uçmasına şaşırmıştı. Tiki:

‘Merhaba Ben Tiki tatil için annemlerle geldik buraya’ dedi

‘Benim ismim de şeker. Aslında gerçek ismim bu değil ama pembe olduğum için herkes beni böyle çağırıyor’ dedi küçük kız.

‘Bence çok güzel bir isim’

‘Sen hiç pembe bir fare gördün mü hiç neresi güzel herkesten farklıyım ‘ dedi şeker.

Tiki buna çok güldü. Şeker kendisine güldüğünü sanıp çok üzüldü. Tiki durumu fark etti ve hemen açıkladı.

‘Sen hiç uçan bir fare gördün mü? Ya bu kadar büyük kulak gördün mü? Ben de farklıyım ama buna üzülmüyorum bir sürü arkadaşım var. Bence rengin gerçekten çok güzel başkalarından farklı olduğun için sevinmelisin.’ Dedi.

Şeker Tiki’yi çok sevmişti ilk defa biri onunla dalga geçmiyordu.
‘Mor denize gitmek istiyorsan seni götürebilirim bende oraya gidiyorum ama biraz yürümemiz gerek’ dedi

Tamam dedi Tiki Hadi gidelim. Ama yürümemize gerek seni uçurabilirim. Şeker önce biraz çekindi korkuyordu uçmaktan. Ama daha sonra bunun eğlenceli olacağını düşündü. Tiki’nin teklifini kabul etti. Tiki şekerin elinden tutu ve kulaklarını çırptı. Şimdi ikisi beraber uçuyorlardı. Gerçektende şeker çok eğleniyordu daha önce hiç böyle bir şey yaşamamıştı. Mor deniz görünmüştü Şeker: ‘ işte orada görüyor musun’ diye bağırdı. Tiki büyülenmiş gibiydi. Gerçektende deniz mosmordu. Denizin üstünde zıplayan rengarenk şeylerin ne olduğunu sordu Şeker’e.
‘Onlar gökkuşağı balıkları güneşin altında etrafa böyle renkli ışıklar saçarlar ne kadar güzeller değil mi’ dedi Şeker.

‘Evet gerçekten de çok güzeller hadi artık inip biraz yüzelim’

Yavaşça yere indiler. Denize girmek için sabırsızlanıyorlardı. Denize kadar birbirleriyle yarıştılar. O kadar mutluydular ki sürekli kahkahalar atıyorlardı.Gökkuşağı balıkları şeker ve Tiki’nin etrafında sıçrıyor onlarla beraber yüzüyorlardı. Yorulana kadar deniz de oyunlar oynadılar sonra biraz dinlenmek için kendilerini sahile attılar.
Tiki:
-Burası benim hayal ettiğimden bile güzelmiş. Keşke Tomtom, Moni, Turi ve Kuri de burada olsaydı dedi.
Şeker, Tikinin arkadaşlarını çok merak etmişti; Tiki’den onları anlatmasını istedi. Tiki de evini, okulunu, arkadaşlarını ve ağaç evini anlattı.

-Seni çok kıskandım keşke benim de senin kadar çok arkadaşım olsaydı burada kendimi çok yalnız hissediyorum. Yaz dışında çok fazla kişi gelmiyor dedi Şeker.

-Sen sürekli burada mı yaşıyorsun ben senin de tatil için burada olduğunu düşünmüştüm dedi Tiki şaşkınlıkla. Burada birilerinin sürekli yaşadığını tahmin etmiyordu.

-Evet ne yazık ki bütün zamanım burada geçiyor.

-Ama bu harika. O zaman sen burada her yeri biliyorsundur. Mor deniz de bir balinanın yaşadığını söylüyorlar. Bu gerçek mi? sen hiç balinayı gördün mü?diye sordu Tiki.

-Hayır ben görmedim. Ama dedem çok eskiden bu denizde yaşadıklarını anlatıyordu. Zamanla biri hariç hepsi yok olmuş. Koskoca balina sürüsünden geriye sadece Ponfik isimli bir balina kalmış onu da uzun zamandır kimse görmüyor zaten. Ama bazen ağladığını duyuyoruz. Sesini duyduğum her seferinde kıyıya geliyorum ama onu göremiyorum. Dedi Şeker.
-peki ne zamanları sesini duyuyorsun Ponfik’in diye sordu Tiki

-Genelde sabah çok erkenden güneş doğarken.

O zaman yarın sabah burada buluşup Ponfik balinayı bekleyeceğiz ve neden ağladığını öğreneceğiz dedi Tiki.

-Tamam o zaman yarın sabah burada buluşuruz dedi Şeker Tiki’ye.

Tiki ve Şeker uçarak evlerine gittiler.Akşam yemekte Tiki annesine ve babasına bütün gün yaptıklarını anlattı ve balinadan bahsetti.
Babası Tiki’ye balinaların artık yaşadıkları gezegende olmadığını söyledi. Tiki buna inanmamıştı çünkü Şeker’in anlattıklarının doğru olduğunu biliyordu ve yarın sabah balinayı kendi gözleri ile görecekti.
Sabah güneş doğarken uyandı hemen üstünü değiştirip mor denize gitti. Şeker Tiki’den önce gelmiş onu bekliyordu.
-Bir şey duydun mu diye sordu heyecanla Tiki.
-Hayır daha duymadım dedi Şeker. Birlikte beklemeye başladılar. Çok kısa bir süre sonra çok uzaklardan gelen bir ses işitmişlerdi. Hemen yüksek bir kayanın üstüne çıktılar ama zıplayan balıklardan başka bir şey görünmüydu.

-Bu böyle olmayacak dedi Tiki ben denizin üstünde uçup onu arayacağım.

-Bende seninle gelme istiyorum dedi Şeker.

-Ne yazık ki bu sefer gelemezsin çünkü seni taşırsam çok uzağa gidemem sen burada bekle hemen geri geleceğim dedi Tiki ve kulaklarını çırpıp uçmaya başladı.Uzun bir süre mor denizin üstünde uçtu gökkuşağı balıkları güneşte o kadar çok ışık saçıyorlardı ki etrafını görmekte zorlanıyordu. Tiki uçtu, uçtu ta ki diğerlerinden daha büyük bir balık görene kadar. Gördüğü şeyin balina olduğunu düşünmüştü ve ona doğru yaklaştı. Tiki yanılmamıştı gerçektende bu balina Ponfikti.
Ponfik bir kayanın arkasına saklanmış ağlıyordu hem de o kadar çok ağlıyordu ki hıçkırmaktan kafasının üstündeki delikten fıskiye gibi sular çıkıyordu. Tiki kayanın üstüne indi. Balina Tikiyi gördüğüne çok şaşırmıştı

-Sende kimsin ne işin var burada diye sordu balina Ponfik Tiki ye
Tiki ona her şeyi anlattı. Buraya kadar onu bulmak için uçtuğunu söyledi ve neden ağladığını sordu.
Ponfik;
-Çünkü çok yalnızım burada. Eskiden benimde bir ailem ve arkadaşlarım vardı. Ama şimdi hiçbiri yok. Çok uzun yıllar önce kışın soğuktan her yer buz oldu. O kadar soğuktu ki kimse dayanamadı. Gidecek yerimiz kalmamıştı. Ben o zaman daha çok küçüktüm. Sağ kurtulan bir tek ben kaldım. Keşke arkadaşım olsaydı dedi ve tekrar ağlamaya başladı.
Tiki Ponfik için çok üzülmüştü. Onun için bir şeyler yapmak istiyordu.
-Diğer balinalar nerede yaşıyor peki belki onlar bu güzel denize gelmek isterler sen de yalnız kalmazsın dedi Tiki.
-Ama artık burada hiç balina yok ve ben nerede olduklarını bilmiyorum.
Tiki Ponfik’e şimdi gitmesi gerektiğini ama mutlaka ona yardım edeceğini söyledi ve tekrar Şekerin yanına döndü. Bütün olanları ona da anlattı.
-Biran önce bir şeyler yapmalıyız ama ne bilmiyorum dedi Tiki.
Tiki ve Şeker oturup düşünmeye başladılar. Şekerin aklına bir fikir gelmişti neden gidip yaşlı fareye ne yapmamız gerektiğini sormuyoruz dedi. Bu harika bir fikirdi çünkü yaşlı fare her şeyi bilirdi.
-Hemen gitmem gerek o zaman dedi Tiki.
-Ben gene mi gelemeyeceğim diye sordu Şeker üzüntüyle.
-Evet yaşlı farenin kulübesi çok uzakta ikimiz birden uçarak gidemeyiz. Dedi Tiki.
Ama bir sorun vardı bu kadar uzun süre nerede olduğunu nasıl açıklayacaktı annesine ve babasına? Bunları düşüne düşüne eve döndü. Ama hiç beklemediği bir şey olmuştu. Annesi ve babası mor denizde çok eski bir arkadaşları ile karşılaşmışlardı ve akşam onlarla yemek yiyeceklerdi. Bu durumda Tiki evde yalnız kalacaktı. Bu da yaşlı fareye gidebilmesi için harika bir fırsattı. Şekerlere gitmek için izin istedi hatta akşamda orada kalmak istiyordu. Annesi izin verdi. Tiki hemen Şekerin evine gitti ona durumu anlattı. Şekerin annesi evdeydi. Tikiyi gördüğüne çok sevinmişti çünkü kızı sürekli ondan bahsediyordu. Siz şekerin odasında oynarken ben de size yiyecek bir şeyler getireyim dedi. Tiki karnını doyurduktan sonra hemen yola çıktı ama önce Şeker’i sıkı sıkı tembihledi. Şeker Tiki dönene kadar odada oyun oynuyorlarmış gibi yapacaktı böylece Tikinin yokluğunu kimse fark etmeyecekti. İkisi de çok heyecanlıydı. Tiki kulaklarını çırptı ve camdan havalanarak uçtu.
Saatler geçmişti Tiki uçmaktan yorulmuştu artık ama duramazdı balinaya bir an önce yardım etmesi gerekiyordu. Sonunda yaşlı farenin kulübesi göründü. Yaşlı fare bahçede oturuyordu. Tiki yorgunluktan neredeyse düşecekti. Yaşlı fare onun bu halini görünce çok endişelendi. Hemen içeri aldı ve dinlenmesi için yatağa götürdü. Bir süre sonra Tiki kendine geldi ve olanları anlattı. Yaşlı fareye diğer balinaların nerede olduğunu sordu.
Yaşlı fare çok düşünceliydi.
-Burada hiç balina yok, aslında sadece bir tek yerde var. Ama şimdiye kadar oraya kimse gitmedi. Çok uzak dedi.

-Ne kadar uzak olursa olsun gideceğim söz verdim balina Ponfik’ e dedi Tiki.

-Balinalar dünya yaşarlar. Oraya gitmesine gidersin ama senin gibi küçük bir fare için çok tehlikeli bir yerdir. Buraya hiç benzemez kaybolabilirsin. İnsanlar seni görmemeli dikkatli olmalısın. Dedi yaşlı fare.

-Peki ama o kadar büyük bir yerse balinaları nasıl bulacağım ben diye sordu Tiki.

-Dünyada BinBin isimli küçük bir çocuk yaşıyor onu bulmalısın o sana yol gösterecektir. Sana iki kutu sihirli kibrit vereceğim. Biri dünyaya gitmen için diğeri ise geri gelebilmen için dedi yaşlı fare ve iki kutu kibriti Tiki’ye verdi.

Tiki kibritten nasıl bir şey yapması gerektiğine karar veremiyordu tren yapsa çok yavaştı asla vaktinde gidip dönemezdi. En iyisi bir uzay jeti yapayım dedi. Kibritleri dizdi şimdi bir uzay jeti ol dedi. Kibritler hareketlendi ve birden bire bir jete dönüştüler. Tiki hemen içine bindi. Jete onu BinBin’e götürmesini söyledi. Jet o kadar hızlı gidiyordu ki kısa bir süre sonra yaşadığı gezegen ufacık kaldı. Göz açıp kapayıncaya kadar Dünyaya, BinBin’in evine geldi. Tiki jetten çıktı. Gerçekten de burası hiç kendi yaşadığı yere benzemiyordu her şey çok büyüktü. Tiki eve girdi merdivenlerden çıkıp BinBin’in odasını buldu. Dünyada sabahın çok erken saatleriydi ve BinBin henüz uyanmamıştı. Tiki yatakta zıplamaya başladı. ‘Uyan hadi uyan balinaları bulmamız gerekiyor’ diyordu. BinBin uyandı Tiki’yi görünce çok şaşırdı.
-Ne istiyorsun benden diye sordu. Tiki her şeyi anlattı hemen balinaları bulmalıyız dedi.

-Balinalara ancak bir yarış arabasıyla gidebiliriz çünkü buradan çok uzaktalar dedi.

-Ama bir arabayı şimdi nereden bulacağız diye mızmızlandı Tiki bir an önce gitmek istiyordu.

-Sessiz ol annemi uyandıracaksın dedi BinBin. Sonra yataktan çıktı ve oyuncak arabalarından birini aldı bu kocaman kırmızı bir arabaydı. Tiki ve BinBin arabaya bindiler. Tiki oyuncak bir arabanın nasıl gideceğini anlamamıştı. Ama BinBin arabaya bizi balinalara götür diyince araba hızla hareket etmişti. Şimdi bomboş yollarda o kadar hızlı gidiyorlardı ki Tiki bu benim jetimden bile hızlı diye düşündü.
BinBin Tiki’yi bir gösteri parkına getirmişti. Burası bir sürü balinanın, yunusun, fokun ve buna benzer onlarca deniz canlısının gösteri yaptığı bir parktı. Arabadan indiler ve hemen balinaların olduğu yere gittiler. BinBin kapıyı açtı ve ikisi birden havuzun olduğu yere girdiler. Havuzun içinde anne balina, baba balina ve bebek balina vardı. Üçü de çok üzgün görünüyorlardı.
-Neden bütün balinalar çok üzgün diye sordu Tiki.
Baba balina
-Çünkü biz denizde olmak istiyoruz bu havuz çok küçük evimizi özlüyoruz dedi.
Tiki onlara kendi gezegenini, mor denizi ve balina Ponfik’i anlattı. Onun da çok yalnız olduğunu söyledi ve
-Benimle Mor denize gelmek ister misiniz orası çok güzel bir yer orada özgür olabilirsiniz dedi.
Balinalar çok heyecanlanmışlardı Tiki’nin teklifini hemen kabul ettiler. Ama uzaya nasıl gideceklerdi?
‘Sorun değil benim sihirli kibritlerim var şimdi hepimizi içine alacak bir uzay gemisi yaparım’ dedi Tiki.
Tikinin yaptığı uzay gemisinin arkası dev bir akvaryum şeklindeydi. Balinalar bu bölümde rahatça seyahat edeceklerdi.Önce bebek balina atladı gemiye sonra da anne ve baba balina. Tiki Geminin ön kısmına bindi. Gemi yavaşça havalanırken Tiki BinBine çok teşekkür etti ve el salladı. Uzay gemisi gözden kaybolunca BinBin de arabasına binip hemen evine döndü neyse ki annesi henüz uyanmamıştı o da yatağına yatıp uyumaya devam etti.
Tiki ve balinalar Mor denize gelmişlerdi. Anne,baba ve bebek balina hemen denize atladılar. Burası o kadar güzel bir yerdi ki o havuzdan kurtuldukları için çok mutluydular. Tiki kulaklarını çırpıp havalandı ve onları Balina Ponfik’in olduğu yere götürdü. Ponfik diğer balinaları görünce çok sevindi artık yalnız değildi. Bebek balina gökkuşağı balıkları ile hemen arkadaş olmuştu onlarla beraber zıplayıp oyunlar oynuyordu. Ponfik Tiki’yi sırtına aldı ve hepsi beraber Tiki’yi sahile geri götürdüler.
Tiki balinalara yarın sabah geleceğine söz verdi ve hemen Şeker’in yanına gitti. Şeker mutluluktan uçuyordu. İkisi de sabaha kadar uyuyamadılar. Erkenden sahile gittiler. Dört balina da sahilde şarkı söyleyip oyunlar oynuyorlardı. Tiki ve şeker’i görünce hemen yanlarına geldiler ve onları sırtlarına alıp gezdirdiler.
Tiki bütün tatil boyunca şeker ve Balinalarla beraberdi. Bu şimdiye kadar geçirdiği en güzel yazdı. Eve dönme vakti geldiğinde yeni arkadaşlarından ayrılacağı için çok üzgündü.
-Gene gel dedi Şeker. Tiki tekrar geleceğine söz verdi.

Koskoca bir yaz geçmişti ve okulun açılmasına çok az kalmıştı. Eve döndüğünde Tiki hemen ağaç eve arkadaşlarıyla buluşmak için gitti ve onlara balinaları anlattı.
Hepsi balinalar için çok mutlu olmuşlardı. Bir daha ki tatilde hep beraber gideceklerdi Mor denize.

7 yorum:

Adsız dedi ki...

Aferin BinBin'e. Ne güzel akıl etti, havuzdaki balinaları değil mi?

Adsız dedi ki...

Masalcı, ısmarlama masal yazar mısın bize? Bir hesap aç, sana masal ısmarlayalım. Topladığın paraları da kimsesiz çocuklara bağışlarsın, ne dersin?

masalcı dedi ki...

Evet bu iyi fikir. Ismarlama masal yazarım gelirinide çocuklara bağışlarız :)

Adsız dedi ki...

Yelken kulaklı Tiki yi cok seviyorum ben de.Tiki kendine güvenen, meraklı ve akıllı. Sorumluluklarını da anladı ilk hikayeden bu yana.Şeker e de 'farklı olmaktan utanmaması gerektigini' vurgulamasını ne güzel olmuş
BinBin de çok cesurmuş canım,balınalar için Tiki ye yardım etti.
Acaba Tiki BinBin i balinalara ne zaman götürecek??

Adsız dedi ki...

Meraklı kim? Merak ettim de..

masalcı dedi ki...

Masallarımı okuduğunuz ve yorum yazdığınız için çok teşekkür ederim.
Yaptığınız yorumlarda isim ya da bir nickname kullanabilirseniz kimin yorum yaptığını takip edebilmek herkes için kolay olacaktır. Sanırım birçok kişi isimsizleri merak ediyor:)

sevgiler,

Adsız dedi ki...

Herşeyden önce Kunduz a tesekkürlerbu başarılı bilim kurgu masalı için. Tanırım Kunduz yakından, çok zeki ne nüktedandır Meraklı nın kim olduğunu cidden bilmiyormu yani:)??